10 Yıl Marşı

11.076 kez okundu.


Yıl: 1933. Genç Cumhuriyetin güçlü fertleri, cumhuriyetin 10’ncu yılını kutlamanın telaşı içindedirler. Her yönüyle, muhteşem bir kutlama düşünülmektedir. Çünkü: Cumhuriyet, elde edilmesinde, büyük emekler harcanan ve binlerce insanın kan döktüğü bir çabanın, mutlu sonucudur. Bu nedenle: on yıllık bir süreçte, büyük bir savaşın yıkıntılarını gideren, ülkede yeniden refah ve kalkınmayı sağlayan ve özellikle yurt dışındaki birçokları tarafından bu yükü kaldıramayacağına inanılan bu insanlar: muhteşem bir kutlama yapmak istemektedirler ki, dünya onların bu coşkusunu görsün ve Türkiye’nin, Cumhuriyetin daha yüzlerce yıl-binlerce yıl yaşayacağına inansınlar. Tüm bu coşkuyla: 11 Haziran 1933 tarihinde, TBMM den, Cumhuriyetin İlanının 10’ncu yıl Dönemi Kutlama Kanunu” çıkarılır.

Evet: 3 gün-3 gece sürmesi planlanan kutlamalar için bir tertip komitesi kurulur. Özellikle: köylerde, kutlamalar çerçevesinde, 3 gün süreli konferanslar verilir ve tiyatro gösterileri düzenlenir. Hazırlanan kitapçıklar, köylere dağıtılır. Hatta, bayram süresince, köylerde yaşayanlar ve köy komiteleri tarafından seçilenler, kentlerde konuk edip ağırlanırlar. Bazı konuklar, törenlerde katılımcı olarak yer alırlar. Sadece, Ankara’da, 600 yaya ve 1000 atlı olmak üzere, 1600 köylü vatandaş konuk edilir. Bunların kalması için, şehirdeki bütün okullar, 20 gün süreli olarak kapatılırlar. Çünkü: kentli-köylü arasındaki uçurumun kapatılması düşünülmektedir.

kutlamaların özünde elbette bir marş da olmalıdır. Bunun için bir yarışma düzenlenir. Yarışma sonucunda: o dönemde, Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra, dönemin üçüncü büyük kişisi Recep Peker tarafından: Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel’e marş olarak bestelenmek üzere, ortak bir şiir yazdırılır. Uzun uğraşılardan sonra ise: 1904 Küdus doğumlu, yani henüz 29 yaşında olan Cemal Reşit Rey tarafından, yazılan şiir bestelenir. Bestede: marş, herkez tarafından rahatlıkla söylenebilsin diye, özellikle “mehter” ritmi kullanılır.

Hazırlanan marş: Ankara’da, jüri önüne çıkarıldığında: bizzat Cemal Reşit Rey tarafından, piyano başında seslendirilir. Ancak: dönemin Maarif Nazırı Saffet Arıkan: Cumhuriyet sözcüğü söylenirken, minör tonuna geçiliyor. Minör malum “küçük” demektir. Yoksa siz “Cumhuriyeti” küçük mü görmektesiniz? şeklinde eleştiride bulunur. Bunun üzerine, C.Reşit Rey: soğukkanlılığını kaybetmeyerek “Betheoven, Eroica ve Napolyon’dan örnekler vererek, ortamı yatıştırır.
Bu kez: marşın çalıntı olduğu iddiaları ortaya atılır. Bunu ilk kez dile getiren, Osman Şevki Uludağ: Tıp Fakültesinden, askeri tabip olarak mezun olduktan sonra, Çanakkale’den, Kurtuluş savaşına kadar birçok cephede hizmet etmiş bir kahramandır. Aynı zamanda, Bursa’da bulunan “Keşif Dağı”na, “Uludağ” isminin verilmesinde de, isim babası olarak bilinir. Uludağ: iddialarında: Cemal Reşit Rey’in, bu marşı: J.J.Rousseau’nun “Le devin du Village” isimli operasından ve bu operanın “Bütün saadetimi kaybettim, hizmetçimi kaybettim” anlamına gelen mısralarının bestesinden aldığını iddia eder.

Cemal Reşit Rey ise: bütün eleştiriler karşısında suskun kalır ve Rousseau’nun adı geçen operasından, tek bir nota bile bilmediğini söylemekle yetinir. Ancak: tarih sahnesinde bir süre geri gidildiğinde: Cemal Reşit Rey’in: Fransa’da uzun yıllar kaldığı ve müzik öğrenimini orada tamamladığı görülmektedir. Bu yıllarda, özellikle J.J.Rousseau’nun 200’ncü doğum yıldönümü etkinliklerinde, büyük olasılıkla bestecinin “Köy Kahini” operasının da icra edildiği kesindir. Ancak, biraz önce sözünü ettiğim gibi, Rey böyle bir durumu kabul etmiyor, yani, kesin bir kanıt söz konusu değil. O yüzden, fazlaca irdelemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Sonuçta, bir benzerlik te olsa, küçük bir bölümde benzerlikten söz edilmektedir, eserin kalan büyük kısmı, tamamen orjinal ritimlidir.

Tabii günümüzde, yine de pek sevilmeyen bu marşın: sevilmeme nedenini, bu çalıntı dedikodularında aramak sanırım pek yerinde olmaz. Çünkü: bu marşı sevmediğini düşünenlerin birçoğunun yukarıda yazdıklarım hakkında bilgi sahibi olduklarını düşünmüyorum. Peki, marş kültürünün, kuzeyden biryerlerden geliyor olması mı etken? Sanmıyorum. Ama peki niye bu hoşnutsuzluk, bunu da marşın sözlerinde bulabilirmiyiz?

Çıktık açık alınla, on yılda her savaştan,
On yılda, onbeşmilyon genç yarattık her yaştan,
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan,
Demir ağlarla ördük, Anayurdu dört baştan.

Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız,
Türk’üz bütün başlardan üstün başlarız,
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.
Cumhuriyet ilan edilmiş ve aradan onlarca yıl geçmiş ve biz hala, 10’ncu yılda yapılan marşı söylemek ve söylememek arasında gidip geliyoruz. Yeni bir marş yazdırıp besteletmek mi gerek?

Aranan kelimeler:

10 Yıl Marşı ile Benzer Yazılar:

11 Mayıs 2011 Saat : 11:35

10 Yıl Marşı Yazısı için Yorum Yapabilirsiniz


cumhuriyet tarihi Son Yazılar FriendFeed
kişi siteyi ziyaret etti