MS 115:
Tarih: 13 Aralık 115.
Bu sırada, dönemin Roma İmparatoru Trajan: Perslere karşı yaptığı seferde kışı geçirmek üzere Antakya da konaklamışlardır. Bu sırada, şehirde imparatorluğun her yerinden askerler ve birçok sivil bulunmaktadır.
Meydana gelen deprem: olağanüstü bir korkunç sesle başlamış, ardından ağaçların yerlerinden sökülmesine varan şiddetli yer sarsıntısı ile devam etmiştir.
13 Aralık sabahı Orantes vadisinde meydana gelen deprem: Antakya, Daphne ve Apamea da dahil olmak üzere, dört şehri neredeyse tamamen yok etti.
Bu: Antakya nın bir depremle üçüncü kez, yerle bir oluşuydu.
Antakya daki hemen hemen tüm yapılar hasar gördü ve şehrin dörtte üçü yıkıldı.
Çok sayıda insan, enkaz parçalarının altında kalır, büyük bölümü ölür ve enkaz altındaki birçok insanın ise açlıktan öldüğü anlatılmaktadır.
Depremin şiddetinin günümüz ölçülerine göre 7.5 olduğu tahmin edilir.
İmparator Trajan ve halefi Hadrianus hafif yaralı olarak depremi atlatırlar. Çünkü imparator, kaldığı evde, harabeler arasında bir pencereden dışarı çıkarak kurtulmuştur. Romalı tarihçi Cassius Dio’ya göre: insan boyutunda daha büyük bir varlık ona gelip onu dışarı götürdü. Öyle ki sadece birkaç hafif yarayla kurtulmuştu.
Artçı sarsıntılardan korunmak için, maiyetiyle birlikte açık Hipodromda konaklamaya başlar.
İmparator Trajan, şehri yok eden depremi, Hıristiyanların varlığına bağlar ve Piskopos Ignatius’u aslanların önüne attırır.
Deprem sonucunda, tarihçilerin tahminlerine göre, muhtemelen 250 binden fazla insan ölmüştür. Çünkü, yukarıda da belirttiğim gibi, İmparator Trajan ve birlikleri şehirde kışı geçiriyordu ve varlığı birçok gezgini ve elçiyi şehre çekmişti. Yöneticilerin yanı sıra birçok asker öldü.
Ayrıca deprem sabaha karşı meydana geldiği için, birçok insan binaların içinde ve uykudaydı.
Deprem Sonrası:
Depremden hemen sonra şehir yeniden inşa edilmeye başlanır.
Hadrianus, deprem sonrasında şehirde kalır ve Dephne kaynaklarından şehre gelen 6 km uzunluğundaki su kemerini yeniden yaptırır.
Depremden 1 yıl 8 ay sonra ise, 11 Ağustos 117 tarihinde, Antiokhos (Antakya) şehrinde bulunan Roma ordusu tarafından İmparator ilan edilir.
Ardından, 11 Eylül tarihinde, Roma şehrine doğru yola çıkmak üzere Antakya dan ayrılır.
MS 526:
Şehirde düzenlenen bir festival (olimpiyat oyunları) nedeniyle, dışarıdan gelen çok sayıda ziyaretçinin bulunduğu 29 Mayıs 526 günü; büyük bir deprem olur.
Deprem, insanları akşam yemeği sırasında yakalar. Bu yüzden can kaybı oldukça fazla olur.
Tarihçilere göre, bu depremde 250 bin kişi ölmüştür.
Depremde Antakya Patriği Afronius ölür.
Aynı tarihteki Roma İmparatoru I. Justin, imparator olmadan önce, askeri kariyerini burada tamamlamıştır. İmparator bölgeyi çok iyi tanır ve şehirde yaşanan bu felakete çok üzülür. İmparatorluk genelinde yas ilan edilir ve halk eğlenceleri bir süreliğine iptal edilir.
İmparatorun yas elbiseleri giyerek, Ayasofya ya gittiği söylenir.
MS 528:
21 Kasım 528 tarihinde, Antakya da bir kez daha büyük bir deprem olur.
Tarihin en şiddetli bu depreminde, şehirde müthiş bir yıkım yaşanır.
Ölü sayısının 5 bin kişi civarında olduğu söylenir.
Ölü sayısının çokluğu ve bunların zamanında defnedilememesi nedeniyle, veba salgını başlar.
Bir yandan ölüm ve bir yandan salgın hastalıklar, diğer yandan ise yeni deprem korkusu nedeniyle insanlar şehri terk eder, dağlarda yaşamaya başlarlar. Şehrin nüfusu hızla azalır.
Şehir halkı, tüm bu olup bitenleri, tanrının bir gazabı olarak tanımlar.
Patrik Afram, durumu Roma imparatoruna bildirir.
Bu büyük felaketin ardından, İmparator ve İmparatoriçe Theodora, tanrının gazabını dindirmek için, Antakya şehrinin ismini, Tanrının şehri anlamına gelen “Theoupolis” olarak değiştirirler.
Depremler sonucu, şehir surları üzerinde oluşan tahribat nedeniyle, şehrin savunması da olumsuz etkilenir.
Gerek depremler ve gerekse şehrin Sasani saldırılarına karşı savunmasız kalması nedeniyle, Antakya halkı, şehri terk eder ve dağlara ve kıyılara yerleşirler.
18 Nisan 1906 Çarşamba günü, saat: 05.12’de Kuzey California sahili, büyük bir depremle sarsılır.
O tarihte henüz rihter ölçeği bulunmadığından, ilk anda depremin gücü hesaplanamaz, ama sonraki tahminlere göre deprem 7.9 ölçeğindedir.
İlk ana şok, yaklaşık 20-25 saniye sürer ve devamın da ki ana şok ise 42 saniye sürer.
Depremin ardından, San Francisco şehrinde birkaç gün süren yıkıcı yangınlar çıkar.
Toplam yıkımın yüzde 90’lık bölümünün deprem sonrası kontrolden çıkan yangınlar olduğu söylenir. 3 gün içinde, patlayan gaz şebekelerinden kaynaklanan otuzdan fazla yangın sonucu, 490 şehir bloğu ve 25 bin bina yok oldu.
Depremde, şehrin yüzde 80’lik bölümü yıkılır ve 3 bin civarında insan ölür. Ancak toplam ölüm sayısı halen belirsizliğin korumaktadır.
Askerler, şehrin yerinden edilmiş, on binlerce sakininin beslenmesi, barındırılması ve giydirilmesinden sorumlu oldu.
Ayrıca, binaları yağmalanmaktan korumak için sokaklarda devriye gezdiler. Polis memurları, itfaiyeciler ve askerler: molozları kaldırmak ve kurtarma çalışmalarına yardımcı olmak için, yoldan geçen sivillere düzenli olarak komuta ettiler.
1 Temmuz 1906 tarihinde, yetkililer yardım çalışmaları sorumluluğunu üstlendi ve ordu şehirden çekildi.
Şehrin yeniden inşası:
Deprem sonucunda, şehirdeki 410 bin kişilik nüfustan, 300 bin kişi evsiz kaldı. Plajlar; derme çatma çadırlarla kaplıydı.
Bu mülteci kampları, iki yıllık sürecin ardından faaliyetini sürdürdü.
Yeniden yapılanma hızlıydı ve şehrin yeniden inşası, 1915 Panama-Pasifik Uluslararası Fuarı zamanında büyük ölçüde tamamlandı.
Ordu: 20 bin kişiyi barındırmak için, 5610 yardım evi inşa etti. 11 kampta guruplanmış, birbirine yakın istiflenmiş bu evler, insanlara ayda 2 dolara kiralandı.
Kısmen bölgeye uyum sağlamak için ve kısmen de ordunun elinde büyük miktarda lacivert boya olması nedeniyle, laciverte boyandılar.
1907 yılı sonunda, kamplardaki insanların çoğu yeni evlerine taşındılar. Kamp alanları ise, daha sonra garajlar, depolama alanları ve dükkanlar olarak yeniden kullanıldı. Evlerin maliyeti yaklaşık 100 dolara çıkıyordu ve aylık 2 dolara kiralandılar. Son mülteci kampı 30 Haziran 1908 tarihinde kapandı.
Depremde yüzde 80’i yok olan şehir, hızla yeniden inşa edilse de, ticaret, endüstri ve nüfus güneye Los Angeles şehrine döndü.