İstanbul’da Deprem

İstanbul’da Deprem

deprem14 Eylül 1509 günü gecesi, İstanbul’da büyük bir deprem olur. Birkaç dakika süren ilk büyük sarsıntının ardından; bir aydan fazla süre, her biri bir büyük deprem gibi, artçılar meydana gelir.

Ancak; bir rivayete göre: Padişah II.Beyazıd; İstanbul sur içinde, 400 den fazla derin kuyu kazdırır. Güya, bu şekilde, sarsıntıların tahribatı önlenir.

Tarihçiler; bunun, halkın tedirginliğini almak için yapıldığını söylerler. Oysa, Padişah II.Beyazıd, torunu Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Süleymaniye Camiinin çevresinde de; birçok kuyu açtırmıştır ki, bunların adı “deprem kuyuları” olarak anılır.

Aradan yüzyıllar geçer ve 1999 yılında, bölgeyi büyük ölçüde etkileyen depremde; Türkiye peş peşe sarsılır. Ancak; bu sıralarda, gazetelerde yayınlanan bir minik haber, gözlerden kaçar. Şöyleki;  İzmit-Solaklar Köyü sakinleri, ” köyün kuyuları bizi depremin yıkıcılığından kurtardı” demişlerdir.

Deprem acı bir olay. Gerek can ve gerekse mal kaybı var. Her türlü tedbir düşünülmeli ve önlem alınmalı. Bu bir önlem olabilirmi?

Aranan kelimeler:

29 Nisan 2009
bosluk

Mısır, Amarna Tabletleri

Mısır, Amarna Tabletleri

bunu-basAmarna tabletleri (mektupları): İlk defa, Hititlilerin; sadece büyük bir devlet olmaları gerektiğini kanıtlamanın yanında, ayrıca o güne kadar sanıldığı gibi, yanlızca Kuzey Suriye’de yerleşik bir ulus olmadıklarını kanıtlıyordu. Ayrıca: Hititlilerin, kuzeyden güneye göçtüklerini de anlatıyordu.

Amarna; IV Amenophis (MÖ.1370-1350) in yıkılmış sarayının bulunduğu yer. Bu firavun; tam bir hayalperest. Mısır’ın eski tanrılarına ve tapınak düzenine yüz çevirmiş. Ona göre: yanlızca tek bir tanrı var: güneş tanrısı. Üstelik, kendi özel dinini; tüm Mısır’a kabul ettirmeye çalışıyor. Ancak; Mısır’daki tüm tutucu rahipler kendisine düşman oluyorlar. Firavunun bu tavırları, yanlızca ülke içi huzursuzluklara neden olmakla kalmaz. Her zaman, savaşa istekli sınır komşularına, çatışmaya girmek için yeni olanaklar sunar.

Evet: aradan binlerce yıl geçer. Nil’in doğu yakasında, Kahire’den 300 km. güneyde Tell-el-Amarna’da, bir fellah karısı, kendisini rahatsız eden yabancılara karşı, son savunma çaresi olarak, birkaç toprak tabak fırlatır. Amacı; onların meraklı bakışlarından kurtulmaktır. Ama, sonuç bunun tam tersi olur. Yabancıların kafalarına fırlatılanlar, Mısır’ın şimdiye kadar bulunmuş en büyük ve en önemli kil levha arşivinin parçalarıdır. Evet: Amarna arşivi, böyle bulunur.

Bu raslantı yanında, arşivin diğer parçaları ise: 1887 yılından itibaren, Kahire’de antikacılarda, tanesi 10 kuruş gibi çok küçük bir para ile satılmaktadır. 1888 yılında; Kahire çarışsında, 200 kadar parçanın satışa sunulduğu biliniyordu. Tabii, bunu duyan, Enstitüler ve koleksiyonerler, hemen buraya saldırırlar ve yanlızca o yılın birinci ayında, ilk parçalar Londra ve Berlin’e ulaştırılır. Özellikle, Avusturyalı koleksiyoner Theodor Graf’ın elinde, 160 parça toplanır. Zamanla; Berlin Müzesi, bunları satın alır ve sergilemeye başlar.

İşte, Mısır bilimcilerin ele geçirdikleri, bu dönme firavunun yazışmalarıydı. Hem sadece ele geçirmekle kalmadılar, çok kısa sürede yazılı bilgileride okuyabildiler.

Mektuplar, o zamanki Mısır’ın ve Önasyanın siyasi durumunu, ayrıntılı bir tablo halinde, göz önüne sermekteydi.Sayısı çok fazla olan Amarna yazışmalarından, yanlızca iki tanesi, Hitit krallarından, firavuna yazılmış olması nedeniyle, önem kazanıyordu. Bundan başka: Hitit savaş birliklerinin, Suriye dış sınırında giriştikleri eylemlere ait, bir yığın rapor vardı. Mısır firavunlarına karşı ” kardeşim ” diye hitap edilen küstah prens mektuplarından, kendi kızlarını sık sık Mısır’lıların haremlerine göndermek zorunda kaldığı halde, bu kez birden şımarıp işi firavun kızlarından birini kendi haremine istemeye kadar vardıran, fakat horlanarak retedilen mektuplar vb.gibi. Özellikle: Suppiluliuma isimli Hitit kralının, dönme firavunun tahta çıkışı dolayısıyla gönderdiği kutlama mesajının bulunduğu tablet, en ilginç olanıdır. Çünkü; tarih olarak, Mısır’da hüküm sürmüş bir firavunun döneminde, hitit ülkesindeki bir kralın varlığı ve yaşadığı dönem kanıtlanmıştır. Daha önceki dönemlerde, Hititliler hakkında, bu tür herhangi bir kanıt sözkonusu değildi.

Aranan kelimeler:

15 Mart 2009
bosluk

cumhuriyet tarihi Son Yazılar FriendFeed
kişi siteyi ziyaret etti