Saba Melikesi, Belkıs, Balkız

Saba Melikesi, Belkıs, Balkız


Saba kraliçesi: güç, bilgelik ve güzellikle anılan bir kadın imgesi olmuştur. Ancak: yaşayıp yaşamadığı ve kendisiyle ilgili, ayrıntılı ve somut bilgilere ulaşılamamıştır. Saba kraliçesi hakkında, tarihte elde edilen birkaç kaynak hakkında, aşağıda bilgiler vereceğim:

 

İNCİL’DE SABA:
Saba kraliçesi: İncil’de, Krallar kitabında: “Doğunun kraliçesi” olarak tanınır ve bilinir. Burada yazılı olanlara göre: Kraliçe: ünlü kral Süleyman’ı duyunca: evini terk ederek, baharat, altın ve değerli taşlarla süslü bir kervan ile yola çıkar ve Kudüs şehrine gelir. Çünkü: zor sorular ile, Süleyman’ın bilgeliğini test etmek istemektedir. Ancak, Kudüs şehrine ulaşıp ta, Süleyman’ın sarayına girdiğinde, gerek sarayın muhteşemliği ve gerekse Süleyman’ın bilgeliği karşısında çok etkilenir ve kendisine, değerli hazineler sunar.
Bunun üzerine, Süleyman da: ona büyük hazineler sunar ve Saba, evine, geri döner.

 

YAHUDİLER DE SABA:
MS.1’nci yüzyıl yazarlarından, Yahudi tarihçi Josephus: Saba’nın Mısır ve Etopya kraliçesi olduğunu yazar.

 

KUR’AN DA SABA:
Süleyman’a: halkı güneşe tapan zengin bir ülkenin, bir kraliçe tarafında yönetildiği hakkında bir çavuşkuşu tarafından haberler getirilir. Bunun üzerine: Süleyman; çavuşkuşu ile, yine aynı kraliçeye ; “ ayağına kadar gelmesini, kendisine gereken saygıyı göstermesini, aksi halde krallığını yıkacağı” haberini gönderir. Bunun üzerine, Saba: Süleyman’ı ziyaret etmeyi kabul eder ve Süleyman tarafından, tek tanrıya tapmaya yönlendirilir.

 

SONUÇ:
Tüm bu göstergelere rağmen, Saba kraliçesinin yaşadığı veya gerçek olduğu hakkında, kesin kanıtlar bulunmamaktadır. Çünkü: tarih kayıtları, bu kraliçe hakkında herhangi bir bilgi vermemektedir. Yine de, Saba, birçok kültürde, o kadar önemli bir figür haline gelmiştir ki, bunun gerçek dışı olduğuna inanmak pek mümkün olmaz.

Gelelim, ipuçlarından çıkarak, bazı gerçeklere ulaşabilme uğraşısına:

Efsanelere göre: kraliçe Saba’nın: günümüzdeki Etiopya ve yine günümüzdeki Yemen bölgelerini yönetmiş olduğu düşünülmektedir. Çünkü: kral Süleyman’ı ziyarete giderken, bu bölgelere ait ürünleri yanında götürdüğü bilinmektedir. Bu ürünler arasında: özellikle “tütsü” öne çıkmaktadır. Ayrıca, bu bölgeler arasında: yanlızca Kızıldeniz bölgesindeki 15 km. bir kanal bulunmaktadır ki, bu nedenle, her iki bölgeyi yönetmiş olma ihtimali güçlüdür.

Bu bölgelerde kurulan Saba hükümdarlığı: aynı dönemde, bu bölgede kurulmuş, Arap devletlerinin en güçlüsüdür. Bu en güçlü Saba devleti ise, Kraliçe Belkıs tarafından yönetilmiştir.

Kraliçe Saba’nın yaşadığı dönem olarak: MÖ.950 yılları düşünülmektedir.

Aynı zamanda: MÖ.3000 yıllardan, daha yakın zamanlara kadar, Mısır ve Yakın Doğu bölgesinde: parfüm ve tütsü ticaretinin üst düzeyde olduğu bilinmektedir. Yine aynı dönemde, Saba krallığı, ticaretle uğraşan, zengin bir ulustu. Akdeniz ve çevredeki birçok tapınakta, güzel kokuların temelinde, bu tütsü bulunmaktaydı. Ayrıca: çölden geçen ticaret yolları da, buradan geçmekte ve Saba krallığının kontrolu altında bulunmaktaydı.

Saba ülkesinin başkenti: Marib şehriydi. Bu şehir: Arap çölü yakınlarında bulunurdu. Şehrin, 9 mil uzağında, yapılan arkeolojik araştırmalarda, Belkıs isimli bir tapınak ortaya çıkarılmıştır. Tapınağın genişliği, 274 metredir. Belkıs isimli, bu ay tanrısı tapınağı: MÖ.1200 ile MS.550 yılları arasındaki dönemde kullanılmış ve hatta, tüm Arap hacılar için bir ziyaret yeri olmuştur. Ancak, bu tapınak ve yöresinde “Saba” ismi geçen herhangi bir yazıt bulunmamıştır.

Bunun yanında: bu tapınağın bulunduğu çevrede varolduğu düşünülen şehre ulaşılamamıştır, çünkü antik kentin çoğu bölümü, rüzgarın taşıdığı kumların altında kalmıştır. Özellikle tapınak, Saba kraliçesinin, Süleyman’ı ziyaretinin ardından ülkesine döndüğünde, putlara inanan halkının inancını değiştirmek için yaptırdığı “Tek Tanrı” inancının hakim olduğu tapınak olarak bilinmektedir.

Sabalılar, su ihtiyaçlarını karşılamak için, MÖ.750-600 yılları arasında, çevredeki dağlara düşen dönemsel muson yağmur sularını biriktirmek için, barajlar yaptılar. Böylece, şehirde, sıcaktan kavrulmuş toprakları sulayabilecekler ve tarım yapabileceklerdi.

 

SONUÇ:;
Evet her ne kadar somut kanıt bulunmasa da, Saba kraliçesi, antik dönemin bir parçasıdır. Antik Arabistan ülkesinin, güçlü kadın hükümdarlarından birisidir. Afrika ve Arabistan’da, Saba’nın öyküsü, 2000-3000 yıldır anlatılagelmektedir. Çok büyük, güçlü ve putlara tapan pagan bir halkın, güzeller güzeli lideri: bir gün, Kudüs şehrine, Hz.Süleyman’ı ziyarete gider ve orada yaşadıklarından etkilenerek, tek tanrıya inanmaya başlar ve ülkesine dönerek, bu inancını, halkı ile paylaşır.

 

Aranan kelimeler:

19 Mart 2012
bosluk

cumhuriyet tarihi Son Yazılar FriendFeed
kişi siteyi ziyaret etti