Patrikhane, 1601 yılında buraya taşınmıştır.
Patrikhane bölgesine üçlü bir kapıdan girilir.
Basamaklardan yukarı doğru çıkıldığında, karşıya ana kapı gelir.
Bu ana kapının solundaki kapıdan kilise tarafına, sağdaki kapıdan ise 1941 yılındaki yangından sonra yapılan ve 1980’den sonra yenilenen Patrikhane binasına girilir.
Patrikhanenin ana kapısının tatsız bir hikayesi vardır.
1821 yılında, Yunanistan’ın bağımsızlık hareketi başlayınca, Patrik V Grigorios, Osmanlı devleti tarafından, bu bağımsızlık hareketlerini ve özellikle Mora İsyanını körükleyenler arasında sayılmış ve bu hareketleri durdurmak için yeterince çaba göstermediği gerekçesiyle, üç metropolitle birlikte idam edilir.
Patrik Gregorios, idam edildikten kısa süre sonra, Türklerin Yunanlı kurbanlarından biri olarak kabul edilerek aziz ilan edilir.
Bu idam olayından sonra, Patrikhanenin ana kapısı, Patrikhane tarafından kapatılır ve bir daha açılmaz.
Kapının üstündeki idam çengeli hala durmaktadır.
Çünkü söylentilere göre, onlar “Burada bir Türk büyüğü asılmadan bu kapıyı açmayacağız” diye diretmektedirler.
Yani, bu din kapısı, bir kin kapısı haline sokulmuştur.
Halbuki, asılan Patrik, o zamanlar gerçekten Yunanistan’ın bağımsızlığı ile sonuçlanan Mora isyanının baş tetikleyicisidir.
Hatta bu konuda büyük bir kanıt ortaya çıkmıştır.
İdam edilen Patrik, Rus çarına bir mektup göndermiş ve Türklerin nasıl yenilebileceği konusunda bazı önerilerde bulunmuştur.
Osmanlı yönetimi bu mektuptan haberdar olunca, Patrik’in idam kararı kesinleşmiştir.