Yapı: 1907 yılında Mısır’ın son Hidivi (Osmanlı döneminde Mısır Valisine Hidiv deniliyordu) Abbas Hilmi Paşa tarafından İtalyan mimar Delfo Seminati’ye yaptırılmıştır.
Aslında Hilmi Paşa, annesiyle birlikte Bebek Sahilindeki yalıda yaşamaktadır.
Ancak, Avustralyalı bir kadınla evlenir ve annesi, bu evliliği ve gelini kabul etmez.
Bunun üzerine, Hilmi Paşa, Anadolu yakasına geçer ve Çubuklu’da bu yalıyı yaptırır.
Yeni hanımı ile birlikte, bu kasra yerleşirler.
Hilmi Paşa, Boğazı ve mehtabı seyrederken kahve içmek için yapıya bir rasat kulesi eklettirir.
Bugün 152 basamaklı bir merdivenle çıkılan bu kule, aslında daha yüksek olacakmış.
Ancak Sultan II Abdülmecit izin vermez ve sebep olarak şöyle der “İstanbul semalarında, minareden daha yüksek bir yapı görmek istemiyorum”
Hilmi Paşa, Mısır’daki Hidiv görevini kaybedince, 1940’lı yıllarda yabancılara uygulanan “Varlık Vergisi” nedeniyle, borçlarına karşılık, bu saray yavrusu yalıyı Vali Muhittin Üstündağ’a satar ve Türkiye’yi terk eden, İsviçre’ye yerleşir ve orada ölür.
Evet gelelim binanın başlıca özelliklerine:
Binanın giriş holünde tarihi asansör bulunur. Bu asansör, İstanbul şehrinde elektrikle kullanılan ilk asansördür ve günümüzde kullanılmaya devam eder.
Osmanlı topraklarında, elektriğin henüz kullanılmadığı dönemde, Abbas Hilmi Paşa, Sultan Abdülhamit’ten aldığı izinle, itfaiyenin bulunduğu yerde bir jeneratör tesisatı kurdurur ve buradan sağladığı elektrikle, hem yapının hem de Çubuklu camisinin aydınlatılmasını ve asansörün elektriğini sağlar.