Savaşlar hakkında yazılmış, bilinen en eski eser: Çin’li Sun Tzu (Wu) yani Sun usta tarafından, MÖ.544 yıllarında yazılmış, “Savaş Sanatı” isimli kitaptır. Bu kitap: Çin’in en büyük askeri teori eseri olarak, günümüzden 2500 yıl önce yazılmış olmasına rağmen, takip eden süreçte, birçok savaşta ve birçok komutan tarafından kullanılmış ve yazılı hususlar, başarıyla uygulanmıştır.
Günümüzde ise: kitapta yer alan düşünceler: toplumsal ve ticari hayatta bile, yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle: Çin’de; birçok kurum ve işadamı, yönetici tarafından, kitapta sözü edilen düşünceler; gerek işletmecilik ve gerekse pazarlamacılık ve daha birçok dalda, yoğun olarak kullanılmaktadır.
Evet: önce, kitabın yazarı hakkında kısa bilgi vermek istiyorum. Sonra ise: kitapta yazılı, savaş sanatı hakkındaki hususlarda, sizleri fazla derinliklere daldırmadan, yüzeysel bilgiler vereceğim. Belki, sizler de, günlük hayatınızda, bu konularda yararlanabileceğiniz bir şeyler bulabilirsiniz.
Sun Tzu: MÖ.6.yüzyılda yaşamıştır. Yani: ünlü düşünür, Konfüçyüz ile aynı dönem. Sun usta: çeşitli ordularda paralı asker olarak ve bazen de, soyluların birliklerinde gönüllü asker olarak görev yapmıştır. Daha sonra ise, kral Hü; başarılarına şahit olduğu ustayı, general yaparak, ordularının başına geçirir. Sun usta: orduların başına geçer geçmez, bahar ve güz mevsimleri boyunca, uzun süre, düşman Chu krallığı ile savaşır. Sonuçta, kendilerinden daha güçlü olan bu krallığın tüm şehirlerini ve topraklarını ele geçirir. Daha sonra: yaşadığı savaşlarda elde ettiği tecrübelerin ışığında “Savaş Sanatı” isimli kitabı yazar.
Ancak, bu savaştan sonra, bir gece, saraydan uzaklaşır ve kaybolur. Nerede, ne zaman ve nasıl öldüğü belli değildir. Bu yüzden, takip eden dönemdeki bazı tarihçiler, Sun Tzu’nun aslında yaratılmış bir figür olduğunu ve hiçbir zaman var olmadığını öne sürmektedirler.
Evet, gelelim kitapta yazılı hususlara. Fazla ayrıntıya girmeden, kitapta yazılı hususlar hakkında özet bilgi vermek istiyorum.
“Savaş Sanatı” isimli kitapta: askeri kurallar ve bu kuralları kullanarak üretilen teoriler anlatılmaktadır. Ama, öncelikle kitabın girişinde, tanımlanırken, savaş “ devletler için büyük önem taşıyan bir konu, bir ölüm-kalım sorunu, hayata ya da yok oluşa giden yol “ olarak ifade ediliyor. Bunun doğal sonucu olarak ise: savaşın derinlemesine incelenmesi gerektiği anlatılıyor.
Bu incelemeler ise: kitapta yazılı 13 bölüm başlığı altında yapılıyor.
STRATEJİLER BÖLÜMÜ:
Bu bölümde: savaşın yapılıp yapılmaması inceleniyor. Ayrıca: savaşın; siyaset ve ekonomiyle olan ilişkileri irdeleniyor. En önemli analiz ise: savaşın sonucunu belirleyen faktörler:
1. Siyaset
2. Zaman
3. Jeolojik yapı
4. Komutan
5. Disiplin
Görüldüğü gibi: savaşın sonucunu belirleyen faktörlerden, ilk sırada olan: siyaset.
SALDIRILAR BÖLÜMÜ:
Düşmana yönelik, saldırı taktikleri anlatılıyor. Ancak, burada hassas bir durum var. Şöyleki, en büyük amaç: “en az kayıp vererek, yani mümkün olduğu kadar az savaşarak veya hiç savaşmadan, düşman kentlerini ele geçirmektir.”
Mükemmellik, her savaşta çarpışarak kazanmak değildir. En iyi strateji: savaşmadan kazanmaktır.
Zorlu ve uzun süreli savaşlar başlatmadan, düşman ülkelerini yok etmek gerekir. Savaşta: kazanmak, ele geçirmek, en üstün olmak; başarı değildir. Üstün başarı: savaşmadan, düşmanın direncini kırmaktır.
Ancak, tüm bunları sağlayabilmek için, bazı taktiklere önem vermek gerekir. Bu taktikler, önem sırasına göre:
1. Siyasi
2. Diplomatik
3. Silah zoru
4. Saldırı
Taktiklerin yanında: savaş kazanmak, yani zafer elde etmek için gereken bir şey daha var: düşmanın gücünün doğru ve ayrıntılı bilinmesidir.
AJAN KULLANMA BÖLÜMÜ:
Savaştan önce, düşmanın durumunu ayrıntılı bir şekilde öğrenmek için: her türlü ajan kullanılması şarttır. Böylece, her türlü ve kapsamlı bilgi, önceden temin edilebilir. “Kendini ve düşmanını iyi bilenler, yüz savaşı kaybetmezler.” Kendini ve düşmanını iyi tanıyorsan, asla kaybetmezsin.
Savaşçıların en iyisi: düşmanın planlarını, daha tasarım aşamasındayken bilendir. Çünkü: derin bilgi: kapının dışına çıkmadan bilmek, pencereden bakmadan görmektir.
HIZ:
Savaşan taraflar için, hız çok önemlidir. Çünkü: zaman uzadıkça, savaş koşulları, hem saldıran ve hem de savunan için zorlaşır. Kazanır halde olsan bile, savaşırken işi uzatırsan, gücün körelir, keskinliğin aşınır. Bir kaleyi kuşatırsan, kuvvetin azalır. Ordunu uzun süre sahrada tutarsan, araç-gerecin yetmez olur.
DÜŞMANIN AYAĞINA GİTME:
İyi bir savaşçı, asla düşmanının ayağına gitmez. Onun gelmesini sağlar.
MORAL:
Askerine kendi çocuğun gibi bak, o zaman da askerin, senin için, seve-seve ölüme koşar.
DEĞİŞİM;
Savaşta, asla belirli bir biçimde olma, hep aynı kalma. Sürekli şekil değiştir. Çünkü, sürekli değişim halinde olan ve tam olarak bilinmeyen bir düşmana karşı, bırakın saldırmak, strateji bile geliştirmek imkansızdır.
HİLE KULLANIMI:
Savaş sanatında, hile kullanımı, oldukça ön plandadır. Askeri harekatta, hile gerekir. Yeterliyken, yetersizmiş gibi davran. Etkin iken, etkin değilmiş gibi davran. Düşmanı doğrudan yenilgiye uğratmaktan ise, onları şaşırtarak planlarını boz. Geri çekilerek, onları yor. Saflarında bozgun çıkart.
ŞU HATALARDAN UZAK DUR:
1. Dikkatsiz cesaret, seni yok eder.
2. Korku, seni düşmanına esir eder.
3. Düşmanın acele davranmasını istiyorsan, ona hakaret et.
4. Onur, haysiyet nutukları atan, sonunda utanmaya mahkümdur.
5. Adamlarına aşırı düşkünlük: seni gereksiz kaygılara ve tereddütlere yöneltir.
SAVAŞTA ZAFERİ SAĞLAYAN İLKELER:
1. Ne zaman savaşacağını, ne zaman savaşmayacağını bil.
2. Büyük ve küçük birliklerin, hepsini yönetmeyi bil.
3. Ordusunun tamamında, aynı ruhsal canlılığı-morali sağla,
4. Kendini hazırla, düşmanını hazırlıksız bulunca kadar bekle,
5. Askeri yetenekleri olan ve hükümdar tarafından işine karışılmayan kazanacaktır.
SAVAŞTA BAŞARI NELERE BAĞLIDIR:
1. Önceden planlama ve hesaplama yapmaya,
2. Düşmanı ve araziyi tanımaya,
3. Kendi yeteneklerini ve sınırlarını bilmeye,
4. Birliklerinde üstün moral sağlamaya,
5. Düşmanı aldatabilmeye,
6. Hızlı hareket edebilmeye.
ÇEŞİTLİ:
Şansızlığına inanan kişiye, asla kazanma hırsı aşılayamazsın.
Savaşmaya hazır ve istekli düşmana, asla saldırma.
Asla, öfkeye kapılarak savaş açma.
Girdiği her savaşı kazananlar, aslında usta değildirler. Başka orduları çaresiz bırakanlar, işte onlar, en iyilerdir. Yani: temel prensip, savaşmaksızın kazanmaktır. Bu amaç için akıl ve hile kullanmak ise, bilgeliğin başlıca kuralıdır. Bilge savaşçı: en kısa zamanda ve en az kayıp vererek, düşmanı yener.
Dağları, ormanları, dar geçitleri, çıkmaz yolları ve bataklıkları bilmiyorsan, silahlı bir güçle manevra yapamazsın. Yerli rehberler kullanmadıkça, arazinin yararlarını bilemezsin.
Eğer aklını tamamen düşman üzerine yoğunlaştırırsan, çok uzaklarda bile olsa, düşmanın askeri önderini öldürebilirsin.
Başkasını ve kendini bilirsen: yüz kere savaşsan, tehlikeye düşmezsin. Kendini bilip, başkasını bilmezsen: bir kazanır, bir kaybedersin. Ne kendini, ne başkasını bilmezsen: her savaşta tehlikedesin.
Dostlarını kendine yakın tut, düşmanlarını daha da yakın tut.
Eşitsen, gücün varsa savaş. Sayıca az isen, mümkünse uzak dur. Durumun parlak değilse, mümkünse: hemen kaç.