Günümüzde Finike, Limyra antik kentindedir.
Lykia’nın en önemli anıtları arasında özel bir yere sahiptir.
Satrap ayaklanmasından 10 yıl sonraya, 4’ncü yüzyıl sonlarına tarihlenen anıt, 10 x 7 metre ölçülerinde bir temel üstünde yükselen, tapınak biçimli anıtsal bir yapıdır.
Altındaki hyposorionda da (anıt mezarın podiumunda bulunan ikinci bir mezar odasıdır ve burada akraba, köle ya da hizmetkarlar için kullanılır) mezar odası vardır.
Ölçü ve biçimleriyle, Ksanthos Nereidler Anıtı ile yarışır.
Üstelik cephede, çatı taşıyıcı olarak karyatidlerin kullanılmış olması, Nereidleri yarışta geçmek içindir.
Daha önce doğuda Tel Halaf Saray’ından, batıda Atina’daki Erekteion’dan bilinen bu insan biçimli taşıyıcılar Lykia’da ilk ve son örnektir.
Ksonthos’da Neredler taşıyıcı değil, bağımsız heykellerdir.
İkisinde de mezar sahibi kahramanı; öteki dünyaya taşımak üzere oradadırlar.
Ölü kültüyle ilgili olan bu Kharit ve Hora’lar, ölülerin güvenliği ve öteki dünyaya yolculuğuyla ilgilidir.
Perikle anıtının alınlığında ve akroterinde (biri tepede, diğer ikisi köşelerde bulunan figüratif bitkisel bezemeli süslemeler) Perseus’un, Gorgo-Medusa’nın başını kesişi ve uzaklaşışı konu edilmiştir.
Perseus’un başındaki Pers tiarası doğulu bağlantılarını, seçilen tema ise batı bağlılığını gösterir biçimdedir.
Akroterlerde Bellerophon ve kanatlı atı Pegasos bulunur ve köşe akroterlerde de Bellerophon’un düşmanları Khimaira veya Amozonlar olduğu ele geçen parçalara göre anlaşılmaktadır.
Anıtın iki uzun yanı, 6 şar metre uzunluktadır.
Birbirinin aynı içerikli frizlerle bezenmiştir.
Lykia kralının Pers kralına bağlılığını anlatan frizlerde simgesel bir geçit alayının en başında, savaşçı haliyle Lykia Beyi, dört atın çektiği zor zaptedilen savaş arabasında betimlenmiştir.
Arkasından saray görevlileri, elitleri ve onların da arkasında savaşçılar, müzik eşliğinde geçit yaparlar.
Frizin merkezinde bulunan 6 atlı figür, Pers kralının maiyetidir.
Ön planda, atının üzerindeki haşmetli figür de büyük satrap ayaklanmasını bastıran ve krallara özgü tiarasıyla rütbe ve nişanlarıyla gücün resmini veren Artakserkses’tir.
Perikle Heroon’unda ele geçebilen kabartmalar, bugün Antalya Müzesinde, baş köşede hiç ettiği yerdedir.
Heykelcik, Bayındır Tümülüslerinde bulunmuştur.
Tümülüsler, Antalya’nın Elmalı ilçesinin güneydoğusunda, İlçe merkezi ile Çukurelma Mevkii arasındaki geniş arazi üzerinde oturan Bayındır Mahallesindedir.
Tanrıça Leto heykelciği:
Diğer bulgularla birlikte, mezar içinde armağan eşyalarının yığıldığı bir kesimde birlikte ortaya çıkmıştır. Yanındaki diğer figürlerin tanrıça ve rahip olması sebebiyle aynı şekilde tanrıça ve çocukları olabileceği düşünülür.
Bayındır Tümülüsünde ele geçen 17 cm yüksekliğindeki fildişi yontucuk, gelmiş geçmiş en nitelikli eserlerden biri olarak anılır.
Buluntu, bilimsel olarak, MÖ 700-600 yılları arasındaki geniş yelpazeye tarihlenir.
Yontucuk: ayakta duran bir anne ve iki çocuğundan oluşur.
Kızının elinden tutmuş, oğlunu ise omuzuna almıştır.
Sevimli anaç gülümsemesi ve giysileriyle güncel bir sahnenin yansıması gibidir.
İnsani gülümseyiş, İonalı sanatçıların bir becerisidir.
Bunun Tanrıça Leto, oğlu Apollon ve Kızı Artemis olduğu öne sürülür.
Tanrı ailesi olduğu konusunda sağlam bir belirteç yoktur.
Salt başındaki “polos” ise, aslında diğer giysilerde olduğu gibi yine günlük yaşamdan görülerek yontucuğa yansıtılmış bir başlıktır.
Tanrıçalar da takar.
Sonuç olarak: bu küçük tanrıça yontusunun zamanının ilerisinde olduğu ve doğu dünyasında benzeri olmadığı belirtilir. Batı dünyası kökenlidir.
Günümüzde Antalya Arkeoloji Müzesindedir.
Antalya Demre ilçesi; Buradaki antik kalıntılar, bir zamanlar, Lykia döneminde Apollon kehanet merkezi olarak ünlenmiştir.
Bir zamanlar denizin kıyısında bulunan ve günümüzde ise bataklık kıyısındaki, denizden 1.5 km içeride küçük bir kehanet tapınağı kalıntıları bulunur.
Tapınağın doğu kıyısındaki kaynak, hala akmaya devam etmektedir. Burası muhtemelen, Apollon kehanet merkezinin kehanet havuzunu bekleyen kaynaktır.
Kehanet tapınağı ile ilgili olarak antik dönem yazarları şunları yazmışlardır;
Polykharmos:
Geleceğini öğrenmek isteyen kişiler, kum girdabının bulunduğu deniz kıyısındaki Apollon koruluğuna geldiklerinde, kızarmış etler dizili 10 şişi ellerinde tutarak, kendilerini takdim ederler.
Rahip sessizce yerini alır, kişi de şişleri girdaba atıp olacakları izler.
Şişler atıldıktan sonra, havuz deniz suyu ile dolar.
Bir anda çok sayıda ve değişik boyda birçok balık ortaya çıkar.
Eğer “balıklar kendilerine atılan eti yerse iyi, kuyruklarıyla geri çevirirse kötü” anlamına gelir.
Artemidos:
İçinde büyük balıkların görüldüğü ve girdap oluşturan bir tatlı su kuyusunun oluştuğunu ve geleceği öğrenmek isteyenlerin bu kuyuya haşlanmış et ve ekmekten oluşan armağanlar atkılarını” belirtir.