Pandoranın kutusu denilince: sanırım hemen akla gelen şu “açtırma kutuyu, söyletme kötüyü”. Yani: bir kutu var ve içinde ne olduğu bilinmeyen bu kutu, merak sonucu açıldığında, tüm kötülüklerin ortaya çıkacağı düşünülüyor. Evet, bu küçük yorum yapıldıktan sonra: “Pandoranın kutusu” deyiminin, nereden kaynaklandığı hakkında, sizlere, aslı Yunan efsanelerine dayanan bir hikaye anlatmak istiyorum. Önce hikaye, yorumlar en sonda ve okurlar, okuduklarını kendileri yorumlayacaklar.
Evet: antik dönemdeyiz. Yunan kültürü ve çok tanrılı, dönem. Yunanlı bir yazar, efsaneyi kaleme alır.
Prometheus: heykeltraş titanları yok ettiği için, tanrıların babası Zeus’tan intikam almak için, insanı yaratır. Ancak: erkek heykelini yaparken, çok ağlamıştır ve balçığı gözyaşlarıyla yoğurmuştur. Bu yüzden insanın hamurunda, gözyaşı vardır. Prometheus: daha sonra, bu erkek heykeline can verir.
Tanrıların babası Zeus: Prometheus’un: tanrıların ateşini Olimpos dağından çalması ve insanlara vermesini kabullenemez.
Ayrıca: Prometheus: tanrılar ve insanlar arasında yiyecekleri paylaştırırken: insanlara et, tanrılara ise yağ ve kemik ayırmasına da çok kızar. Tüm bu nedenlerle: insanlara bir kötülük yapmak ister. Bu kötülük için: bir kutu hazırlar ve kutunun içine, tüm kötülük ve hastalıkları kapatır.
Bu arada: Zeus: yine, Prometheus’a misilleme yapmak üzere: kadının yaratılması emrini verir. Çünkü: o sırada dünya üzerindeki bütün insanlar, Prometheus tarafından yaratılmıştır ve erkektir.
Evet, bu emir üzerine: Topal tanrı-Madenlerin tanrısı (aynı zamanda sanatçı olarak da bilinir) Hephaistos: tanrıça Afroditten esinlenerek: toprağa bir kadın şekli ve sesi verir ve böylece ilk kadın yaratılmış olur. Zeus: bu kadına can verir ve ismini Pandora olarak koyar. İsminin anlamı: tanrıların armağanıdır. Bütün tanrı ve tanrıçalar, pandora’yı görmeye ve ona kendilerinden birşeyler vermeye gelirler.
Athena: ona çeşitli elişleri öğretir ve süslü kuşağını bu kadının beline sarar. Afrodit: onu çeşitli büyülerle kuşatır ve güzelliğini verir, yüreğini arzularla doldurur, yüzüne zerafet verir, tutku, heyecan, şehvet, güzellik yükler. Apollo: müzik yeteneği verir. Hera: merak aşılar. Poseidon: inci bir gerdanlık verir. Haberci tanrı Hermesias: içine bir köpek yüreği ve tilki huyu koyar, yalanı, düzenbazlığı ve şeytani duyguları aşılar ve kendisine bir kutu vererek, dünyaya gönderir. Ancak: bu kutuyu asla açmamasını tembih eder.
Kutu: dıştan bakıldığında, muhteşem güzellikler sunmaktadır. Adı ise: mutluluk kabıdır. Görüntüsüyle, baştan çıkartıcı olan: tanrıların insanlara hediyesinin içinde ise: her türlü kötülük ve hastalık bulunmaktadır. Ancak, ismi yani “mutluluk kabı” ibaresi, pandora’yı tahrik eder.
Sonunda, Pandora: meraklı bir kadın olduğu için, “merakı” na dayanamıyor ve kutuyu açarak bütün kötülükleri, dünyaya salıyor. Ancak, kutudan yanlızca bir tek iyilik çıkar. O da, en dibe yani tüm kötülüklerin en dibine saklanmış olan, umut.
Ama, umut ne kadar iyiliktir, bu tartılışılr. En büyük kötülük “umut”tur. Tanrıların babası Zeus: insanların, kötülük ve hastalıklar karşısında: eziyet çekerken yaşamı kestirip atmalarını engellemek ve yeni eziyetler çekmelerinin devamını sağlamak için: “umut” verir. Çünkü: umut, kötülüklerin ve hastalıkların yarattığı eziyeti uzatır. İnsanlar: her türlü kötülük ve hastalık karşısında: umutsuz olsalar, yaşamlarını sona erdirirlerdi. Umut: onların bu hastalık ve kötülükler karşısında çektikleri işkenceyi uzatır.
SONUÇ:
Pandoranın kutusu: bütünlük ve zıtlıkların birliğinin simgesidir.
Çünkü: kadın-erkeğin ve iyilik-kötülüğün zıddı ve bütünleyenidir. Biri olmassa, diğeri de olmaz. Dolayısıyla, ancak biraraya geldiklerinde, bir bütün oluştururlar.
Pandora’nın dünyaya inmesiyle: dünyada yalnız başına olan: erkek ve iyilik biter. Kadın ve kötülük dünya üzerine gelir ve yaşam dengelenir. Ayrıca: iyilik ve kötülük biraraya gelir ve insan tarafından seçim imkanı yaratılır.
Elbette: bu satırları yazarken: amaç: antik Yunan felsefesinde yaratılmak istenen “kadın düşmanlığı” nı gündeme getirmek değil. Çünkü: yaşam elbette bir bütün olarak güzel. Yaşam: kadın-erkek, iyilik-kötülük bir arada güzel. Kötülüklerin yeryüzüne yayılmasını kadın ile betimlemek anlamsız. Sonuçta: biraz önce de söylediğim gibi: iyilik ve kötülük bir arada bulunmakda ve insan: bunlar arasından seçim yapabilme akıl-zeka ve şansına sahip olmaktadır.
Ayrıca: pandoranın kutusundan, en son çıkan “umut”ihtimaller dahilinde, insanların yanında bir güç olarak bulunur. Ancak, sıkıştığında terkedip kaçar. Ancak, bazen de, işe yarar ve beklentileri yükseltir, hayaller kurdurur. Yani: kutudan çıkan onca kötülük ve hastalık karşısında: insanın tek tesellisi “umut”dur.