Tarihi süreç içinde; kutsal kitaplarda bahsedilen yönüyle; cinsel sapkınlıklar ve sonucundaki felaketler, bulunamayan şehirler, bir nebze de olsa, ispatlanmaya çalışılan mitler. Evet: Sodom ve Gomorra iki şehir, MÖ.3150-1550 yılları arasında yaşamış iki şehir, nerde? bugünkü Ürdün bölgesinde, yani Kızıldeniz, Lut gölü, işte tam oralar. Düşünebiliyormusunuz; 1600 yıl süren bir uygarlık, geriye hiçbir şey kalmaması. Bir insanın hayatının 100 yıl süreceğini düşünseniz, üst üste 16 hayat gereken bir süreç ve geriye hiçbirşey kalmamış. Evet; isterseniz konuya girelim.
Sodom ve Gomorra kentlerinin yok edilmesi, Kitabı Mukaddes ve Eski Ahit kitaplarında anlatılan, en ilginç hikayelerden biridir. Aynı hikaye; Kuran-ı kerimde de anlatılır.
İbrahim ve kardeşinin oğlu Lut; Kenan topraklarında, çoban olarak sürü otlatırlar. Hayvanlar çoğalınca, ülke, ikisine de yetmez. Bunun üzerine, İbrahim ayrılmalarına karar verir ve gideceği yeri seçme hakkını, Lut’a verir. Lut; Şeria vadisinin bol sulu ovasını seçer ve havzanın 5 zengin kentinden biri olan Sodom yakınlarına giderek yerleşir.
Bu sırada; bölgedeki kentlerden, Sodom ve Gomorra halkı; ciddi ahlaksızlık ikilemi yükü altındadırlar. Putlara tapıyorlar, soygun yapıyorlar, zayıfları eziyorlar. Hatta, sodom erkekleri, günahkar eşcinseldiler ve tanrı, eğer pişmanlık getirmedikleri takdirde, hepsini yok edeceği uyarısında bulunmuştu. İbrahim, tanrı ile, suçluların yanında, dürüst insanların da yok edilmesinin ahlaksızlığını tartışır. Sonunda, Sodom’daki tek dürüst insanın, Lut olduğu anlaşılır.
Kuran-ı Kerimde, Şuara suresi 161-164 ayetlerinde şöyle denilir: “Kardeşleri Lut, onlara: Allaha karşı gelmekten sakınmazmısınız? Doğrusu, ben size gönderilmiş; emin, güvenilir bir peygamberim. Artık, Allahtan korkun ve bana itaat edin. Buna karşılık, sizden ücret istemiyorum. Benim ücretim, alemlerin rabbine aittir.” dedi. Halk; Lut’un davetine uymaz. İsyan edenler arasında, kendi karısıda vardır. O da kocası Lut’a inanmaz. Kafirlerle bir olup, ona ihanet eder. Bu azgın ve cinsi sapıklıkla uğraşan kavim, iman etmedikleri gibi, Lut ve onan inananları, bölgeden kovmaya kalkarlar. Lut; bu insanlara, doğru yola dönmezlerse, Allahın gazabına uğrayacaklarını bildirir. Buna rağmen, isyandan ve fuhuştan vazgeçmezler.
Bunun üzerine; Allah, onları cezalandırmak için 12 melek gönderir. Bu melekler, bölgeye gidip Lut’u bulurlar. Melekler, nur yüzlü delikanlı suretinde, Lut’un evine gelince, Lut’un isyankar hanımı, durumu azgın Sodom halkına bildirir. Halk, Lut’un evinin etrafını sarar ve “misafirleri bize teslim et” diye musallat olmaya başlarlar. Lut; onlara nasihat ettiyse de dinlemeyip kapıyı zorlarlar. Bunun üzerine, melekler, Lut’a; ” gecenin bir kısmında, gün doğmadan, karısı hariç, ev halkını alarak, derhal evi terk etmesini” söylerler. Onların, yani günahkar halkın helak vaktinin, sabah vakti olduğunu söylerler.
Azgın kavim, içeri girmek için kapıyı kırınca, Cebrail, kanatlarını öne gerer ve içeriye hücum eden azgınların aniden gözleri kör olur. Bunun üzerine, şaşkınlık içinde kaçmaya başlarlar. Bu husus; Kuran-ı kerimde, kamer suresi 44 ayette, şöyle yazar: ” Lut’tan kavmi, melekleri istedi. Hemen, biz onların gözlerini kör ettik. Anadan doğma gibi kör oldular. İşte, azamının ve tehditlerimin akıbetinı tadın ” dedik.
Lut; yanında karısı ve iki kızı ile birlikte, Tsoar şehrine doğru kaçmaya başlar. Ancak, yolda, Lut’un karısı, tanrının, geriye dönüp bakmamaları emrine karşı gelir ve o anda, bir tuz direğine dönüşerek ölür.
Sabah olduğunda; her iki şehrin üzerine, şiddetli taş yağmaya başlar ve nihayet hepsi helak olup gider. Hicr sureti 73-74 ve 75 ayetlerinde bu durumda şöyle yazılıdır: ” Nihayet, onları güneşin doğma vaktinde, korkunç gürültü yakalayıverdi. Hemen, şehirlerinin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine da çamurdan pişmiş taş yağdırdık. Elbette, bunda, kesin anlayışlar için ibret alemleri var.”
Sodom belgedesi; alt-üst olduktan sonra, kaynar sular fışkırıp göl haline gelir. Bugün, bu bölge Lut gölü adıyla anılır. Yahudi kaynaklarında Sodom ismi geçer. Kuran-ı Kerim’de ise, Sedum yazılıdır.
SONUÇ:
Lut Gölü bölgesinde, sodom ve gomorra kentlerinin hikayelerini doğrulayacak bazı doğal ve jeolojik oluşumlara rastlanmışsa da, bu iki şehrin kalıntıları halen bulunamamıştır. Ancak; bugün, İsrail-Ürdün sınırı boyunca uzanan, Tuz Gölü (Ölü deniz) yakınlarındaki bu bölgede, hayvan ve bitki olarak hiçbir hayat formuna rastlanmaz ve bu bölge yıkımın bir sembölü durumundadır. Ayrıca; son zamanlardaki arkeolojik keşiflerde, kutsal kitaplarda yazılı hikayelerin inanılırlıklarını yükseltecek bir kısım gelişmeler de yaşanmaktadır.
Evet; şöyle bir bağlantı yapalım. Hatırlarmısınız, Pompei şehrinde, ev duvarlarının birinde, yıllar sonra yapılan kazılar sonunda görülen iki kelime var demiştim. SOMON-GOMORRA. Bunu yazan insanlar, sanırım o yıllarda orada yaşayan yahudilerdi ve Kutsal Kitaplarında yazılı, somon ve gomorra kentlerinde yaşananların, o sırada, Pompei’de de yaşandığını görüyorlar ve bu yaşam tarzının sonunda; aynen bu iki şehire olduğu gibi; yine tanrının gazabının gündeme geleceğini mi tahmin ediyorlardı acaba? Evet; tarih gerçekten tekerrürden mi ibaret.
Sodom-Gomorra ve yıllar sonra Pompei-Herculenyum.