Yazıya başlamadan önce: Temennah kelimesi hakkında bilgi vermek istiyorum. Bu kelimenin anlamı “eli başa götürerek selam vermektir” ki, Ankara şehrini bombalayan uçakların pilotlarının yaptığı bu hareket, yaşanan bu olayın ismi olmuştur.
Yıl: 1921.
23 Nisan 1920 tarihinde, Ankara şehrinin tozlu-topraklı bölgesinde: Taşhan Meydanında, ilk Meclis kurulmuştur.
Taşhan Meydanı: ismini, 1988 yılında Vali Abidin Paşa zamanında, burada yapılmış olan “Taş Han” dan alıyordu. Meydan daha sonra: “Hakimiye Milliye” ve 1930’lu yılların başında “Ulus” adını alır.
O yıllarda: günümüzdeki Ulus çarşısı olan köşede, Ankara kalesi yönüne doğru “Karaoğlan Çarşısı” vardı.
Yunan ordusu: Eskişehir ovasında, Ankara yönünde ilerlerken: Sivrihisar-Polatlı üzerinden Haymana köylerine yaklaşmaktaydı. Hatta: top sesleri, Ankara şehrinde bile duyulmaktaydı. Bu yüzden, Ankara halkında büyük bir telaş seziliyordu.
Bu sırada: güneşli bir günde, Sincan istikametinde, 2 tane uçak geldiği görülür. Bunlar: aliminyum ve bezden tek kanatları bulunan ve uçaklardır. Pilot mahallinin üstü açık bu uçakların önünde, mitralyöz (makinalı tüfek) bulunmaktadır.
Uçaklar: önce Meclis’in üzerinden, Hakimiye Milliye Meydanı (günümüzdeki Ulus), Balıkpazarı (günümüzdeki çıkrıkçılar yokuşu), At pazarı, Samanpazarı, Hacı Bayram Mahallesi ve diğer bölgeler üzerinde uçarlar. Ancak: şehrin korunması için, uçaksavaş bulunmamaktadır. Şehre en yakın Kalaba köyünün üzerindeki platoda: Harbiye Binasının çevresindeki siperlerde, birkaç tane obüs mevzilendirilmiştir. Bunun dışında: şehrin savunmasının güçlülüğünü göstermek açısından: yer yer boyanmış soba borularından oluşan ve uzaktan top görüntüsü veren özel önlemler alınmıştır.
Evet, uçaklar, şehir üzerinden iki tur attıktan sonra: istasyon bölgesine yönelirler. Burada: alçaktan tur atarak, üstü açık pilot mahallinden, yanlarında getirdikleri bombaları, elleriyle, kurtuluş savaşı harekat planlarının yapıldığı “Direksiyon binası” na atarlar. (Günümüzde, burada müze var.) Kendilerine ateş açılmayınca, rahatlayan pilotlar, oldukça alçaktan uçmakta, bu sırada, aşağıdakiler tarafından: lastik gözlükleri, meşin montları görülebilmektedir. Hatta: pilotların, aşağıdakilere el salladıkları bile görülmüştür.
Ancak, bombalar binaya isabet etmez ve istasyondaki vagonların üzerine düşer ve vagonlar yanmaya başlar. Daha sonra, uçaklar, geldikleri gibi, Akköprü yani Ankara çayı yönünde giderek, gözden kaybolurlar.