Biz kimiz? Rum Patriğinden Rus Çarı’na Türklerin tanımı

Biz kimiz? Rum Patriğinden Rus Çarı’na Türklerin tanımı

Biz kendimizi pekiyi tanımıyoruz, bu yüzden kendimizi tanımak için, bizi bizden iyi tanıyanların, bizim hakkımızdaki yorumlarını içeren bir mektuptan söz etmek istiyorum. (Bu mektubun bir örneğini: bir zamanlar, çok büyük bir kişinin makam odasında, çalışma masasının üstünde gördüm.)

Evet: buyurun, biz Türkler kimiz;

İstanbul Fener Rum Patriği V.Gregorius: 1821 tarihinde Rus Çarı’na yazdığı mektup ile bizleri çok güzel tanımlamıştır.

Türkler’i maddeten yıkmak ve ezmek mümkün değildir. Türkler: Müslüman oldukları için çok sabırlı ve dayanıklıdırlar. Aynı zamanda gayet mağrurdurlar ve izzet-i iman sahibidirler. Bu özellikleri: dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, geleneklerinin gücünden, padişahlarına (devlet adamlarına, büyüklerine) olan itaat duygularından gelmektedir.

Türkler: zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk edecek reislere sahip oldukları sürece de çalışkandırlar. Onların bütün yetenekleri, hatta kahramanlık duyguları: geleneklerine olan bağlılıklarından ve ahlaklarının sağlamlığından gelmektedir.

Türkler’de öncelikle: itaat duygusunu kırmak ve manevi bağlarını parçalamak gerekir. Bunun da en kısa yolu: onları: milli geleneklerine ve maneviyatlarına uymayan harici fikirler ve hareketlere alıştırmaktır.

Türkler: dış yardımı kabul etmezler, haysiyet hisleri buna engeldir. Ancak, Türkler bir şekilde dış yardıma alıştırılmalıdır.

Maneviyatları sarsıldığı gün: Türkler: kendilerinden sayıca çok güçlü ve kalabalık kuvvetler önünde onları zafere götüren asıl güçleri sarsılacak ve maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkılmaları mümkün olabilecektir.

Bu yüzden: Osmanlı devletinin yıkılması için, harp meydanlarındaki zaferler yeterli değildir. Yapılması gereken: Türkler’e bir şey hissettirmeden “bünyelerinde”ki tahribatı tamamlamaktır.

Evet: mektupta geçen deyimlerin bazılarını sadeleştirmeye çalıştım ama önemli olan mektubun içeriği değil mi? Aradan yüzyıllar da geçse: düşmanlarımız bizi hala bu gözle görüyorlar ve bu doğrultuda çalışıyorlar, bu yüzden, bize olan bakış açılarını iyi bilmek ve ona göre önlem almak zorunda değilmiyiz?

Hadi bu sorunun cevabını verirken düşünelim “HAYIR” deme şansımız varmı? Hayır dersek nerde ve ne şartlarda yaşayacağız, hani savaştan kırılmış Suriyeliler ülkemize akın ettiler, tamam kurtuluşu burada aradılar, peki ya bizim, gidebileceğimiz bir yer varmı? Hayır, o yüzden ülkemize ve ülkemizin ortak değerlerine (birlik/beraberlik, bayrak, milli sınırlar, özellikle de bu ülkenin kurtuluşunda en büyük emeği ve hizmeti geçen büyük en büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk”) hep birlikte sahip çıkmaya mecburuz.

Aranan kelimeler:

28 Kasım 2014
bosluk

cumhuriyet tarihi Son Yazılar FriendFeed
kişi siteyi ziyaret etti