Ülkezim kültürünün başlıca özelliklerinden biri olan Hıdırellez kutlamaları, sanırım birçok okur tarafından bilinmektedir. Hatta: Hıdırellez mi, Hıdrellez mi olduğu konusunda, kesin bir ayrıştırma bulunmayan bu gelenek-görenek, resmi olmasa da, ülkemizde uzun yıllardır insanlarımız tarafından kutlanılmaktadır.
Kökeni tam olarak bilinmeyen ve yanlızca 5 mi hatta 6 Mayıs mı, o günlerde kutlanan, ateş üzerinden atlanan, gül dalı dibine birşeyler gömülen bir adet olarak bilinen bu uygulama, aslında nedir, neye dayanmaktadır, as len nasıl uygulanır? İşte, tüm bu soruların cevapları, aşağıdaki kısa yazıda bulunuyor.
Hıdırellez günü alışkanlığının temelinde: bilmek gerekir ki, bu kutlamalar: her yıl 5 Mayıs gecesi, yani hava kararınca başlar ve 6 Mayıs günü devam eder. Hatta: gerek ateşten atlamalar ve gerekse dül dibine niyet kağıtlarının gömülmesi, 5 Mayıs gece yarısı yapılan bir uygulamadır. Yani: 6 Mayıs günü, gündüz saatlerinde yapılan kutlamalar, akşama varmadan biter.
Peki, niye, 6 Mayıs tarihi öne çıkmaktadır? Söylenenlere göre: Hızır ve İlyas, ölümsüzlük suyu içmişlerdir ve daha sonra Hızır, karadakilerin ve İlyas denizdekilerin yardımcısı olmuştur. Hızır ve İlyas, her yıl 6 Mayıs tarihinde, yani 5 Mayıs gece yarısı buluşurlar ve bu buluşma ile, dünya yeşililklere bürünür.
Türklerde, Halk takvimine göre: bir yıl, iki bölümden oluşmaktadır. Hızır günleri olarak bilinen ve 6 Mayıs günü başlayıp, 8 Kasım gününe kadar süren, 186 günlük bölüme, yaz dönemi denir. 8 Kasım günü başlayıp, 6 Mayıs gününe kadar devam eden, 179 günlük bölüme ise, kış dönemi denir. Yani: 5 Mayıs günü gecesi, kış mevsiminin bitip, yaz mevsiminin başladığı kabul edilir. Bizim kültürümüzde: bu 5 Mayıs günü gecesi “Hıdırellez” olarak kutlanırken, katoliklerde “St.George” ve Ortadokslarda ise “Aya Yorgi” olarak kutlanmaktadır.
Kutlamalar: 5 Mayıs gece yarısı başlanır. 5 Mayıs günü havanın kararması ile: ateşler yakılır ve üstünden atlanır. Bunun anlamı: kötülüklerden temizlenmek, arınmaktır. Ayrıca: yine aynı gece: dileklerin yazıldığı, resimlerinin çizildiği küçük kağıt parçacıkları, gül ağacı dibine, başkalarının bulamayacağı şekilde gömülür. Yine: bu gece, cüzdan, yiyecek kapları ve para keselerinin ağızları açık olarak bulundurulur. Çünkü: 5 Mayıs gece yarısı, Hızır’ın: insanların arasında dolaşarak, bolluk, şans ve sağlık dağıtacağına inanılır. Bunun yanında: hastalara şifa vereceği, insanların şansının açılmasını sağlayacağı, uğur ve kısmet vereceği düşünülür. Hatta: bunun için, yani Hızır’ın haneyi ziyaret etmesi için: evlerin, ev eşyaları ve mutfak eşyalarının tamamen temizlenmesi adettir.
6 Mayıs günü ise, erkenden uyanılır . Kutlamalar: 6 Mayıs gün boyunca sürdürülür ve havanın kararması ile biter. Bütün hane halkı, topluca, kırlara ve çayırlara, ağaçlık alanlara çıkılır. Çünkü: Hızır’ın bastığı yerlere basılarak güç ve kuvvet kazanılacağına inanılır. Yine, aynı gün: kuzu ve oğlak kesilir, çeşitli yemekler hazırlanır. Buradaki inanış ta, kuzu ve oğlakların, Hızır’ın ayağının deydiği yerlerde dolaşması ve etinin insanlara şifa, sağlık ve canlılık vereceğine inanılmasıdır.
İşte: Hıdırellez günü ve kutlamalarının temelindeki inanışlar bunlar. Sizler de, her ne kadar, bunlar söylenti olsa da, küçük bir zaman ayırarak ve gayret gösterek; bunları yapabilirsiniz. Unutmamak gerekir ki, bunlar, bu topraklar üzerinde, yüzlerce yıldır, milyonlarca insan tarafından inanılarak yapılan uygulamalardır. Dileklerinizin yerine gelmesi, uğur ve şansınızın artması, hastaların şifa bulması dileğiyle….