Bir yaşam hikayesi, bir dram ve Nükhet Duru

Bir yaşam hikayesi, bir dram ve Nükhet Duru

Geçen gün: Nükhet Duru’nun “Sahnede” isimli albümünü dinlerken, çok eskilere, günümüzden yıllar öncesine yani tarihin derinliklerine gittim. Düşündüm, Nükhet Duru: günümüzde “Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer” ile birlikte müzik dünyamızın “dört yapraklı yoncası”ndan birisiydi.

2-3 yıl kadar önce, Ankara’da kendisini izlemiştim. Ama, onun sanatına, şarkılarına, sahnesine doymak mümkünmü? Tüm bunların yanında, onun geçmişini inceleyince, bu sanatçımıza olan saygın daha da arttır. Okuduğunuzda bana hak vereceksiniz, o gerçekten büyük bir insan.

Umarım, tekrar Ankara’ya gelir ve umarım onu tekrar izleyebilim. Belki de İstanbul, bilmiyorum ama bir gün mutlaka, onu sahnede izlemek istiyorum.

Bu güzel kadının, bu güzel sesli kadının yaşamını bir an merak ettim ve araştırdığımda, karşıma öyle bir yaşam çıktı ki gerçekten inanılmaz dı ve bu dram dolu yaşamı hikayeleştirerek sizlerle paylaşmayı istedim. İnanın: okuyup yazının sonuna geldiğinizde, böyle bir yaşamdan, ayakta kalarak günümüze bir insanın nasıl ulaştığını ve bunun tek sırrının ruh gücü olduğunu hissedeceksiniz, çünkü: insanın bedeni dayanmasa da ruh gücü dayanıyor, tüm sıkıntıları atlatmanın tek temelinin: ruh gücünün sağlam olmasına inandım. Bir yerde beden iflas etse de, ruh ve moral gücü insanı ayakta tutmaya yetiyor. Ama ruh gücü bitince, beden güçlü de olsa yaşam için yetmiyor.

Evet: işte size müthiş bir hikaye:

19 Mayıs 1954 tarihinde Niğde-Bor ilçesinde Güzide hanım ve Kemal beyin kızı doğdu. Kemal bey: Alarko bünyesinde çalışan, çok zeki, yüksek elektrik mühendisidir. Ama hayatında: içki, kumar ve kadın hiç eksik olmaz.

Kendisine Müberra Nükhet ismini verdiler. Soyisimleri “Duru” idi ama nüfustaki yazım hatası ile “Durum” olmuştu. Nüfus cüzdanındaki bu “Müberra Nükhet Durum” ismi: bu küçük kız “Nükhet Duru” olarak meşhur oluncaya kadar kaldı ve “Müberra” ismi kayıtlarından çıkarıldı.

Nükhet çok süslüdür, süslenmeyi sever, 3 yaşında iken annesinin küpeleriyle fotoğraf çektirmiştir. O yaşlarda, tükenmez kalemle makyaj yaptığını söyler.

Tüm şen ve hareketli görüntüsünün altında üzücü bir çocukluk ve gençlik dönemi safahatı yatmaktadır.

Çocukluk döneminde: babasının bu hızlı yaşamı, anne ve babasını sürekli kavga haline getirir ve 11 yaşına geldiğinde, annesi babasını terk eder ve boşanırlar. Mahkeme Nükhet’in velayetini babasına verir.

Nükhet: babası ile baş başa kalır ve yaşamındaki dram başlar. Annesini cezalandırmak için, Nükhet’in annesiyle görüşmesine izin vermez. Yalnızca okula gidip gelebilmekte ve tam bir hapis hayatı yaşamaktadır. Bu sırada: annesi de Nükhet e ulaşaması nedeniyle hastanelere düşmüştür. Hatta: babasının, annesine “kızın trafik kazasında öldü” diye yalan söylediğini bile hatırlamaktadır. Yani, anne Güzide hanım, Nükhet 13 yaşına geldiğinde karşılaşana kadar kızını trafik kazasında öldü olarak bilmiştir.

Ankara’da bulundukları yıllarda yani 11-12 yaşlarında : Alman Lisesinde yatılı öğrenci olarak okumaktadır. Ancak: hafta sonlarında babası onu okulda unutur, birçok kez akrabalarının yanında kalmak durumundadır. Okulda şarkılar söyler: hatta onu dinlemeyip derse girmeyi tercih eden kızlarla kavga ettiği söylenir. Evde de şarkılar söyler.

Nükhet: Ankara’da bulundukları sırada: bu çalkantılı aile ve yatılı okul ortamı içinde bunalır ve intihara teşebbüs eder. Bu intihar teşebbüsü kendi anlattığına göre “kararımı verdim, abdest aldım, namazımı kıldım, annemin beyaz geceliğini giydim. Hep: sakın kibritin ucunu ağzına sokma zehirlenirsin derlerdi. Kibritlerin ucunu suda erittim, suyun tadı çok kötüydü, karnım açtı, o suyla bulgur pilavı yapıp yedim. Üstüne de bir sürü ilaç içtim” demiştir.

Evet; burada kaderin garip cilvesi: “karşı komşuları, kapıyı açık görüp evin içine girdiğinde, bir bakmış, Nükhet yerde baygın yatıyor. Nükhet’i hemen hastaneye götürmüşler ve hastanede “bu öldü, yapılacak bir şey yok” demişler ve hastaneye almak istememişler. Komşu: doktora Nükhet’in midesinin yakınması konusunda ısrar etmiş ve Nükhet 3 gün komada kaldıktan sonra hayata geri dönmüştür. Ancak: bu olay yüzünden, hayatının geri kalan kısmında “karaciğer” ve “böbrek” rahatsızlıkları çekmiştir.

Babası bu intihar olayı üzerine “intihar ederek beni nasıl rezil edersin” diyerek kızar ve Nükhet’in kaydını Alman Lisesinden aldırıp: İstanbul Kandilli Kız Lisesine yaptırır. Nükhet: hastaneden çıktıktan sonra: kendisini hastaneye götürüp hayatını kurtaran komşusuna “madem hayatımı kurtardın, yardım edin de bari annemi de bulayım” der. Ancak: bu sırada Güzide hanım: boşandığı eşi Kemal beyden kaçmak için sürekli ev değiştirmektedir. Ama yine de annesini, hayatını kurtaran komşusu sayesinde bulur.

Güzide hanım: trafik kazasında öldüğü söylenen kızı Nükhet’i 13 yaşında karşısında görünce bayılır.

Nükhet: o günden sonra annesiyle birlikte yaşamaya başlar. Hatta: babası bulmasın diye yine sürekli ev değiştirmeye devam ederler. Yaşamlarının bu bölümü İstanbul’da devam ederken: Nükhet evde şarkı söylediğinde, bunu duyan komşunun oğlu tarafından “bizim bir orkestramız var, 35 lira versek bizim solistimiz olurmusun” teklifiyle karşılaşır. Bunun üzerine, teklifi kabul eder ve 14 yaşında Nükhet kendini “Florya Deniz Kulübünde” solist olarak bulur.

Kaderin kendisine çizdiği yol: bu sırada ünlülerin menejeri Zeki Tükel: burada Nükhet’i dinler ve çok beğenir.

16 yaşına varmadan: Nükhet bu kez kendini “Bebek Gazinosu” kadrosunda bulur.

Aynı yıllarda yani 13-16 yaş arası dönemde, baba Kemal bey İngiltere’dedir.

Nükhet: hızla şöhret basamaklarını çıkmaktadır, 17 yaşında “Gülizar” da sahneye çıkarken: bu durum yani şarkıcı olduğu Türkiye’ye dönen babası Kemal bey’in kulağına gider ve Kemal bey bir gece: gazinoyu bastırır ve aynı gece apar-topar bekaret muayenesine götürülür.

Bu geceden sonra, Nükhet’in dramı daha da şiddetlenir. Nükhet, iyice çöker ve felç (bugünkü tanımı ile MS) hastalığına yakalanır, 6 ay süreyle yürüyemez ve yatağa mahkum olur. Bu sırada: baston alacak bile paraları yoktur, yatak altındaki bir tahta yardımı ile yürümeye çalışmaktadır. Yine bu dönemde, kedisi, Nükhet’in yavaş yavaş yok olmaya gittiğini görür ve intihar ederek ölür. Nükhet: buna da şahit olunca: kendisini toplamaya karar verir ve 6 aydır yerinden kalkıp yürüyemeyen ve acı çeken 18 yaşındaki bu genç kız: yavaş yavaş adım atmaya başlar. Yine o yıllara ait anılarını anlatırken: “ içindeki duyguları annesiyle paylaştığını, bu kötü günleri atlatmaya çalıştığını söyler. Ayrıca: doktorunun “daha çok küçüksün, teslim olmamalısın” ve “daha önünde koskoca bir yaşam olduğu” hakkındaki telkinleri de etkili olmuştur. Tüm birikimlerini tedaviye harcar.

Evet: bu hastalık yani günümüzdeki adıyla MS o yıllarda bilinmemektedir ve bu hastalara teşhis bile konulamamaktadır. Zaten Nükhet: yaşamının geri kalan bölümünde, o kötü günleri hatırlayacak ve bir daha hastalanmamak için sağlığına çok dikkat edecektir. Hatta: sigara ve içki kullanmayacak, sade ve temiz bir hayatı benimseyecektir. Çünkü: şan-şöhret gibi olayları ıvır-zıvır olarak değerlendirmekte, insanın her şeyden önemli sağlıklı olması gerektiğine inanmıştır.

Nükhet: zamanla hastalığı arasıra onu yoklasa da atlatır ve sağlığına kavuşur. Bundan sonraki en büyük hedefi ise “plak” yapmaktır ve o yıllardaki söz yazarı ve yapımcı olarak tanınan Mehmet Teoman ile karşılaşır. Kendi ifadesiyle, kendisine şunları söyler “ Ben de Tanju Okan’ın “Kadınım” şarkısı gibi güçlü bir şarkı istiyorum, bana yazar mısınız?”
Mehmet Teoman: genç kızın bu cesur tavrından etkilenir ve onunla çalışmaya karar verir, ardından Nükhet şöhret basamaklarını adım adım tırmanırken, Mehmet Teoman ile yaşadığı aşk da gündemdedir.

18 yaşına geldiğinde, 1972 yılında: Nükhet: Mehmet Teoman ile nişanlanır. Bu birliktelik, Nükhet 24 yaşına geldiğinde biter. Bu arada: ilk 45’lik plağını yani “Beni benimle bırak-Gerisi vız gelir” bana: 1975 yılında çıkar ve bu plak ile “Altın Plak” kazanır. 1977 yılında ise yine bir albüm “Bir nefes gibi” çıkacak ve o yılın en iyi yorumcusu ve en başarılı kadın solisti ünvanını alacaktır. Aynı yıl, yani 1977 yılında Ali Poyrazoğlu ve Korhan Abay ile birlikte “Yaşa Sevgili Dünya” isimli müzikal de sanat hayatına çeşitlilik katar.

1978 yılında Güney Kore’nin başkenti Seul şehrinde düzenlenen şarkı yarışmasında birincilik kazanacaktır. Ve ardından: yine aynı yıl: 24 yaşında: Nükhet: “Modern Folk Üçlüsü” ile “Eurovision Şarkı Yarışması”na katılır. Bu sırada ise: guruptan Doğan Canku ile aşk yaşadığı konuşulur ve bu aşk bir süre sonra nişan ile teyit edilir ancak evlilikle sonuçlanmaz.

Nükhet: evlilik düşündüğünde, karşısında Ermeni asıllı Dikran Masis vardır. Eskidji müzayede şirketi sahibi Dikran Masis ile olan evliliklerinden 1988 yılında oğulları Cem dünyaya gelir. Nükhet: bu yıllarda sahneye ara verir ve günlerini çocuğunu büyütmek için değerlendirir. Ancak: bu evlilik, yaklaşık 3.5 yıllık bir sürecin sonunda: 1990 yılı sonlarında biter.

Nükhet: çalkantılı hayatında, bu kez 1995 yılına gelindiğinde ikinci evliliğini Özalp Birol ile yapacaktır. Ancak bu evlilik te, 4 yıl sürer ve 1999 yılında biter ve yaşamının bundan sonraki bölümünü, yine kendi ifadesine göre oğlu Cem’e adamıştır.

Evet: günümüzde Nükhet’in en büyük hayat prensibi: “eğer yaşıyorsam” hak ettiğim gibi yaşamalıyım’dır. Çünkü: yaşamın biz insanlara verilmiş en büyük hediye olduğuna inanır.

Nükhet in yaşamındaki diğer kişiler derseniz: babası Prof.Dr.Kemal Duru: Çanakkale’de bakımsız bir hayat sürdürürken: kalp krizi geçirir ve Çanakkale SSK Hastanesine kaldırılır ve yaşamını kaybeder. Kemal Bey: Çanakkale Gökçeada’da: son 5 yıllık yaşamını Kaleköy denilen yerde tek başına sürdürmüştür ve 83 yaşındadır. Tarih 26 Şubat 2003.

Doktorların ifadesine göre: hastaneye getirildiğinde oldukça bitkin halde olan şahıs kendisinin profesör ve sanatçı Nükhet Duru’nun babası olduğunu söyler ve tabii kimse buna inanmak istemez, çünkü üzerinde doğru dürüst giysi yoktur, kaldığı odadaki hasta yakınları kendisine giysi vermişlerdir. Doktorlar: şahsa kan verilmesi gerektiğini düşünürler, ancak bir yakını olmadığı için hastane personelinin yardımı ile kan bulunup, kendisine kan verilmiştir. Bakımsızlık nedeniyle oldukça bitkin durumdaki şahıs, ertesi gün sabahı yaşamını kaybeder. Ancak ölmeden önce: Kemal bey: kızını yani Nükhet Duru’yu, bir Ermeni ile evlenmesine kızdığı için affetmediğini söylemiş ve bunları söyleye söyleye ölmüştür.

Ölümünün ardından, Nükhet Duru’nun söyledikleri ise şunlardır “İstanbul’da oturması için çok gayret ettim, hatta bir dönem yan yana evlerimizi yaptım. Ama içkiden, alkolden uzaklaşmadığı için yaşadığı evi yaktı. Apartmanda çok zor durumda kaldık. Sigara ve içkiye aşırı düşkündü. İkinci eşiyle: yaz aylarında Gökçeada’ya gidiyor ve burası benim ömrümü uzatıyor” diyordu. Evet her seferinde, ben oraya gideceğim diye ısrar etti. Ben ise: Gökçeada’ya sürekli gidip gelemiyordum ama elemanlarımı her ay gönderip ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyordum.

Evet: bir profesörün ve özellikle ülkemizin ünlü bir sanatçısının babasının bu şekilde hayatını kaybetmesi hiç de içaçıcı olmamıştır, ancak: hayat işte, herkes yaptıklarının karşılığını mı çekiyor dersiniz?

Peki Güzin hanım, anne: Nükhet’in annesi 82 yaşında ve hem Parkinson hem de Alzhaimer hastası. Algı sorunları var ve Nükhet: annesine bir bebek gibi baktığını söylemektedir. Ancak, Güzin hanım: 1 Eylül 2011 Perşembe günü vefat etmiştir.

Aranan kelimeler:

1 Aralık 2014
bosluk

cumhuriyet tarihi Son Yazılar FriendFeed
kişi siteyi ziyaret etti