1933 yılı, Mustafa Kemal Atatürk, Maarif Vekili Dr Reşit Galip, Kılıç Ali, Nuri Conker, Afet İnan ve Başyaveriyle birlikte; bitirme sınavlarını takip etmek için, Ankara Erkek Lisesi (o zamanki ismiyle Taş Mektep) gider.
Sınav salonunda: Lisenin tarih öğretmeni Samih Nafiz Tansu ve çeşitli yerlerden gelmiş ayırtmanlar bulunmaktadır.
Öğrenciler, ellerinde tezleriyle salona girerler, ilk soruları öğretmenler sorar. Bir öğretmen: İtalyanlarla ilgili sorduğu bir soruya cevap alamayınca öğrenciye kızar. Bunun üzerine, Atatürk bir başka öğrenciye dönüp bir soru sorar:
-Yıldırım Beyazıt ile Timur arasındaki harbin sebepleri nedir, hangisinin Kumandanlık vasfı daha üstündür.
Aydın isimli öğrenci, harita üzerinde izahatlı ve son derece olgun cevaplar verir. Atatürk bu öğrenciye başka sorular da sorar ve yine aynı doğru cevapları alır. Bunun üzerine, çocuğa ne olmak istediğini sorar. Çocuk cevaben “Su mühendisi” olmak istediğini söyler. Atatürk: tarih bilgin çok iyi der ve kendisine tarihçi olmasını öğütler. Aynı zamanda, yanında bulunan Maarif Vekili, Dr Reşit Galip’e de, bu çocuğa sahip çıkılmasını tembihler. Hatta, eğitim için Amerika’ya gönderilmesini söyler.
Evet, bu bitirme sınavında, Atatürk’ün bu kadar takdir ettiği, daha sonra Üniversite eğitimi için Amerika’ya gönderilen, doktorasını Harvard Üniversitesinde tamamlayıp Türkiye’ye dönen, Bilim Tarihi alanında Dünyanın ilk doktora derecesini alan öğrenci, Profesör Dr Aydın Sayılı’dır. Bu arada, Harvard Üniversitesindeki doktora tez konusu “İslam Dünyasında Bilim Kurumları” dır.
Aydın Sayılı: 2 Mayıs 1913 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babasının görevi nedeniyle, farklı şehirlerde bulundu ve hatta bir süre de İran’da yaşadı. İlk öğretimini İstanbul’da, ortaöğretimini ise Ankara’da tamamladı. Liseyi bitirdikten sonraki safahatı, yukarıda yazdım.
Aydın Sayılı, doktorasını aldıktan sonra 1943 yılında Türkiye’ye geri döndü.
1947 yılında, Türk Tarih Kurumu, tam üyeliğine seçildi.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde, Felsefe bölümünde “ilmi yardımcı” olarak göreve başladı. 1952 yılında, Bilim Tarihi Profesörü oldu ve Bilim Tarihi Kürsüsü Başkanlığına atandı.
1958 yılında Ordinaryüs Profesör oldu.
1961 yılında, Uluslararası Bilim Tarihi Akademisi tam üyesi oldu ve ardından 3 yıl başkanlığını yaptı.
1974 yılında Felsefe Bölümü Başkanlığına seçildi ve emekli oluncaya kadar bu görevi yürüttü.
1984 yılında kurulan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi’ne başkan olarak atandı.
Aydın Sayılı’nın yapmış olduğu çalışmalardan en önemlisi ve dikkat çekeni: İslam Dünyası Medeniyetlerinin bilime ve dünya devletlerinin gelişimine yapmış olduğu katkıları ortaya koyduğu çalışmalardır. Türklerin yüzyıllar boyunca bilime yapmış oldukları büyük katkıları ortaya çıkarmak için araştırmalar yaptı. Karşılıkları hiç bulunmamış yabancı sözcüklere ve anlam karışıklıklarına yol açan terimlere, Türkçe yeni karşılıklar bulup bunların açıklamalarını yaptı. Eş anlamlı, yakın anlamlı Türkçe sözcükler türeterek, dilimizi zenginleştirmede önemli bir kültürel etkinlikte bulundu.
Dünyada ses getiren en önemli görüşlerinden birisi de: İslam dünyasının namaz saatlerini, düzgün ve hatasız belirleyebilmek için, astronomiye ihtiyaç duymalarını göz önünde bulundurarak, ilk gözlem evlerinin Müslümanlar tarafından ortaya çıkarıldığı yönündeki görüşüdür. Sayılı, bu görüşünü ispatlayabilmek için, İslam devletlerindeki var olan ve günümüze kadar gelmemiş olan pek çok gözlem evi ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Özellikle bu konuya Türklerin yaptığı katkıları ilk defa belgeleriyle ortaya koydu. “The Observatory in İslam” adlı eserinde; incelenen rasathaneler arasında Meraga ve Semerkant rasathaneleri ve buralarda kullanılan aletlerle ilgili ilginç açıklamalar bulunuyor.
Türk kökenli Müslüman matematikçiler hakkında araştırmalar yaptı. Fizikle ilgili olarak Farabi ve İbn Sina gibi Türk filozof ve bilim adamlarının çalışmalarını inceledi.
Ayrıca, Ortaçağ İslam Dünyasında ilmi çalışmalar adlı makalesinde “Yunanlılar ilmi Mezopotamya’dan aldı” gibi bilgiler vermiştir.
Hemen hemen bütün eserleri, İslam dünyası ve Müslüman Türklerin felsefesi ve özellikle ilmi faaliyetleri üzerinedir.
Onun en çok önem verdiği şey, Atatürk’ün bilim anlayışı ve Türk bilim adamlarından beklentileriydi ve bu konudaki görüşlerini “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir” adlı eserinde kaleme aldı.
Bu çalışmaları nedeniyle sayısız ödül almıştır. Bunlardan en önemlileri: 1990 yılında UNESCO tarafından verilen “Yaşam Boyu Hizmet Ödülü” dür.
13 Ekim 1993 tarihinde, Ankara’da evinin önündeki sokakta geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Cenazesi, Ankara Cebeci mezarlığına defnedildi.
Ancak bu değerli bilim adamının resmi, günümüzde kullanılan 5 Türk Lirası banknotun arka yüzünde bulunuyor.