Kanuni Sultan Süleyman: 1566 yılında, 73 yaşında, hasta olmasına rağmen, 1 Mayıs 1565 tarihinde, 13’ncü ve son seferine çıkmıştır. Hasta, yaşlı ve ölüm tehlikesine rağmen: oğullarını idam ettirmesi sebebiyle, askerle halk arasında kendisine karşı oluşan olumsuz imajı düzeltmek istemektedir. Ancak, biraz önce de söylediğim gibi, uzun zamandır yani 11 seneye yakın süredir, herhangi bir sefere çıkmamıştır. Ancak, eskiden olduğu gibi, seferlere at sırtında gidemiyordu ve yalnızca şehirlerden geçerken at sırtında, diğer bölgelerde ise saltanat arabasında seyahat ediyordu.
Zigetvar şehri: çevresi surlarla çevrili ve üç kısımdan oluşuyordu. Ayrıca, yine şehrin çevresinde nehirler, bataklıklar ve göller bulunuyordu. Suların ortasında, üç adacık şeklinde olduğu için şehre “Szigetvar” yani “Adalar şehri” deniliyordu. Ayrıca, yeni şehir, uzun bir kuşatmaya yetecek kadar erzakla donatılmıştı.
Bu yüzden: şehrin ele geçirilmesi gecikti. Kuşatmanın son günlerinde: Kanuni nin hastalığı iyice ilerledi.
Zigetvar fethedilmeden bir gün önce; 5 Eylül 1566 tarihinde öldü.
Moralleri bozulmasın diye: Sokullu Mehmet Paşa: askerden, Sultanın ölümünü sakladı. Ölüm duyulmasın diye, özel doktoru boğdurulurak öldürüldü.
Hünkarın iç organları ölümünün ardından boşaltıldı ve Zigetvar da çadırında yatağının bulunduğu yere gömüldü. Ceset ise: tahnit işlemine tabi tutuldu, muşambalara sıkı sıkı sarılarak tabuta konuldu ve tabut, tahtın altına gizlendi.
Daha sonra ise, hünkarın ölü vicuduna elbiseleri giydirildi ve çadırında bulunan tahtında dik oturması, gözlerinin açık, yanaklarının kırmızı olması için, sık sık makyaj yapıldı ve her gün çadırına yemekler götürüldü.
Savaş bitip çadır yıkıldığında, İstanbul a dönüş yolunda, Sultan yine saltanat arabasına dik oturur halde yerleştirildi ve İstanbul yakınlarında Belgrad ormanlarına yaklaşıldığında, öldüğü söylendi ve tabutu, 400 asker tarafından İstanbul a kadar taşındı.
İstanbul a gelince defin işlemlerine başlandı. Yani: ceset, yaklaşık 48 gün boyunca saklandı.
Sultanın vasiyeti:
Bir sandığı varmış ve kendisiyle birlikte gömülmesini vasiyet etmiştir. Ancak: Şeyhülislam Ebusuud Efendiye durum iletildiğinde, dinen bunun mümkün olmayacağını belirtmiş ve sandık Sultan ile birlikte gömülmemiştir.
Daha sonra sandık açıldığında, sandığın içinden;
Sultan tarafından yaptığı işler ve vereceği kararlar için: dine uygun olup olmadığı hakkında, Şeyhülislamdan aldığı fetvalar bulunuyormuş.
Kanuni Sultan Süleyman ın ölümünden sonra: yerine II. Selim geçmiştir. II. Selim: babasının iç organlarının ve kalbinin gömülü bulunduğu Zigetvar bölgesinde, mermerden güzel bir türbe yaptırmıştır. Macarlar, buraya “Turbek” ismi vermişlerdir.
Türbe, 150 yıl boyunca burada kalmıştır.
Kanuni nin türbesi ise: Süleymaniye camisinin kıble tarafında, Mimar Sinan ın yaptığı türbeye nakledildi.
Kanuni Sultan Süleyman ın Szigetvar kuşatmasında otağının kurulduğu Similehov tepesine ise, 1994 yılında Türk-Macar Dostluk Parkı yapılmıştır.
Ancak: Macaristan Osmanlının elinden alınınca, türbe 1693 yılında yıkılmış ve yerine, Katolik Kilisesi yaptırılmıştır.